Kan yerine süt nakli mi, yoksa ölü bir balinanın içinde yatmak mı? Hayır, bunlar birer film senaryosu değil, tarihin tozlu sayfalarında gizlenen, akıl almaz ve şaşırtıcı tedavi yöntemleri. İnanılmaz olduğu kadar da gerçek olan bu yöntemler, modern tıbbın geldiği yeri daha iyi anlamanıza yardımcı olacak.
Hazırsanız bu ilginç yolculuğa beraber başlayalım. ?
Kaynak: 1
Tıp sektörünün ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte birçok hastalık için yeni tedaviler bulunmaktadır.
Ancak geçmiş dönemlerde insanlar, sağlıklarına kavuşmak adına birçok ilginç ve sıra dışı yönteme başvurdular.
Bilimsel bir haber kaynağı olan Science Alert, tarihte kullanılmış beş tuhaf ve dikkat çekici tedavi yöntemini bir araya getirdi.
1. Gaz Dolu Kavanoz
Bu sebeple kötü bir maddeyi solumanın havadaki kirleticileri azaltabileceğine inanıldı.
2. Süt Nakli
İnek, keçi veya insan sütünün, beyaz kan hücrelerinin oluşumu için gerekli bileşenleri daha güvenli bir şekilde sağlayacağı düşünülüyordu.
3. Mumya Tozu
Belirlenene göre bu tedavi anlayışı, Antik Mısır yazılarının yanlış çevrilmesinden kaynaklanmaktaydı.
4. Balina Tedavisi
Bu ilginç tedavi yönteminin kökeni, sahil kenarında ölü bir balina bulan sarhoş bir kişiye dayanıyor.
5. Lahana Kullanımı
Lahana ile yapılan en ilginç tedavilerden biri ise işitme kaybının giderilmesi için kulaklara ılık lahana suyu enjekte edilmesiydi.
Antik Dünyanın bu garip tedavi yöntemleri neyse ki geçmişte kaldı ve kendimizi modern tıbba güvenerek emanet edebiliyoruz.
Öğün sayısının düştüğü Ramazan ayında açlıktan daha az etkilenmek için neler yapılmalı? Ramazan ayında sağlıklı kilo kaybı nasıl sağlanır? İşte uzman isimden Ramazan tavsiyeleri…
Kontakt lensler, genellikle görme kusurlarını düzeltmek veya kozmetik amaçlarla gözlere takılan küçük, şeffaf lenslerdir. Gözün doğal şeklini taklit eder ve korneaya yerleştirilerek görme kusurlarını düzeltir. İki temel türü vardır: sert kontakt …
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, Gazze Şeridi’nde yerinden edilen en az 1,7 milyon kişinin, bulaşıcı hastalıkların önemli ölçüde yayılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuldu.